Şarkı , şiir , söz grubu, atasözü , filozof düşünceleri ismine her ne dersen de kadın söyle olmalıdırı anlatan her kinaye ve sözden ve vecizeden açıkçası tiksiniyorum.
Öyle şiirler var ki kimi erkekler tarafından yazılmış okudukça insanın aklı duruyor. Saçını 8 ton değiştirmiş karısını fark edemeyen erkek nasıl bir kadın istediği konusunda öyle detaycı bir liste çıkarıyor ki; bu ne detay yakalama yeteneğidir yiğidim seninle tanışmak istiyorum demek geliyor insanın içinden...
Yay gibi kaş, okka burun, ok gibi kirpikler, ayak numarası, ten rengi , yemek yapabilme kabiliyeti, çeşitli mekanlarda ki çeşitli yetenekler, ses tonu, gülüş şekli, saçın tanımı, gözün rengi, ırkı, düşünce şekli, para kazabilme yeteneği, mesleği ki burada bahsedemeyeceğim daha binlerce şey insanın kanı konuyor.
Cinsiyeti fark etmez bir kadının bir kadın için yaptığı şöyle olmalıdır sözü ne kadar çirkinse karşı tarafın yaptığı dayatmalarda aynı şekilde mide bulandırıcı.
Bir arabayı anlatır gibi bir kadın tarif etmek ya da kendinde bulanan bir niteliğin bütün kadınlarda olması gerektiğini söylemek, kadın üzerinden kadına prim yaptırsa da her üniversite de açılmış işletme bölümü gibi kalitesinden ödün verdiriyor.
Bütün kadınlar çılgınca birbirine benzemeye niyetli bir moda akımı gelip vuruyor herkes aynı şeyleri giyiyor. Bir sene bakıyorsun herkesin kaşı dağlar kızı reyhan bir diğer sene bakıyorsun hakikaten yay dedikleri şey buymuş diyorsun.
Sen de sana ait olan sadece sen de olan herhangi bir güzel nitelik yok mu?
Senin düşünce, söylem tarzın bir farklı olsa dünya çok mu şey kaybeder?
Kendin olabilmek sadece her aklına geleni söylemek mi?
Birinin beğendiği bir şey olmaktan ziyade kendini beğendiğin bir şekilde olmak sana ne kaybettirir?
Bu kadar çok benzeşme kime yarar sağlıyor?
Neden kendini bulmaktan ve kendin olmaktan bu kadar rahatsızsın?
.
.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder