Hiç bir pozitif ilimde bu kuşaklardan bir bölümü ispat denilen şey nedir bilmeden kuvvetli ezberlerine dayanarak geometri, matematik, fizik gibi dersleri öğrenmeye çalışmış. Nedensellikten ziyade sonuç bulma kıymetli olduğu için trigonometri nedir, neye yarar kesin olarak bilemememiş dolayısıyla sonrasında kesin olarak kullanamamış fakat iş görecek kadar işi kapmış ;kalifiye eleman olduktan sonra da iş çözme tarzı olarak eleştirilmiş, yaygın sorun çözme yöntemleri beğenilmemiş, yeterli bir mühendis bir bilim adamı olarak görülmemiş zaten elinin altına düşen arama motorlarıyla sonuç odaklı işlere devam etmiş ve nedensellik ilkesinden ayrılmıştır.
Bir yarış ortamında doğup ilerlemiş olmanında egoistliğe büyük katkıları vardır elbette. Şu gözler arkadaşının sorduğu soruya cevap vermek istemeyenleri de görmüş ki sebebi de çok acıdır benden daha iyi bir sıralama elde eder kaygısını taşımak başlı başına bireyin sorunu değil, başlı başına sistemin yarattığı rekabetin ileri getirdiği bir mesele olarak gün yüzüne çıkmıştır. Ardından bu kadar emek, hile dahi olsa işin içinde bir şeyler kazanmanın ve emek sarf etmenin ardından kocaman bir hiçle karşılaşmıştır. Bunun sonucunda artık kendisine, eşine ve dahi yakın ailesine empati gösteremeyen bir birey haline gelmiştir. Kendi duygularını kesin olarak duyamayan bir insanın karşıdakine farklı bir bakış açısıyla görmesi mümkün değil.
Pozitif olarak da geçiş nesli olmasının pratiklik açısından oldukça yeterli olmaları , beyin fırtınasına açık olmaları ki bunun teknikleri vardır bir yazımda bahsedeceğim.Sokakta bir vakit oynayabilmiş olmanın avantajları, daha fazla şey öğrenebilmeleri fakat doğru yanlış burası tartışılır, Yüze sosyalleşebilmiş olmaları gibi güzel avantajları da vardır.
Kendi gözlemlerimi sade sunmak istedim kesinlikle akademik ya da ciddi bir uğraş değildir bu yazı.
SEVGİLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder