İzlemeyen genç kuşağa çok şey kaçırdığını belirterek söze başlamak isterim.
Filmde kamyoneti ile derin duygusal bir bağ içinde olan bir İstanbullu ile sarışın bir sekreterin yani Dilek'im cilveleşmeleriyle başlıyor. Kadın çok güzel elbette. İstanbullu karakter açısından biraz deli-dolu. Sonradan şehirli olmuş olmasında da önemli bir etken var. Dilek ile üç dakika önce öpüşmemiş gibi afeti devrana yani Türkan Şoray'a aniden vuruluyor. Filmin en güzel yani ilahi bakış acısını yansıtabilmek amacıyla içsel sesleri duyabiliyor olmanız. Bu açıdan film pek çok duyguyu aynı anda yaşatıyor.
Al Yazmalı, bir utangaç bir inatçı bir sevimli ve oldukça güzel bir karakter. Biraz da çevre etkenine bağlı olarak sıkılgan, köyden bir çıkış arıyor o da.
İstanbullu ise heyecanlı, neşeli, anı yaşayan, çapkın bir adam hayatından öyle memnun ki değişik bir şeyler arıyor gibi.
Bir müddet sonra Asya'nın evlenme ihtimalini söylemesi üzerine zaten daima heyecanlı olan İstanbullu daha bir heyecanlanıyor.
Aslında güzel olan Asya'nın aşkı. Asya daha bi safiyane daha bir masum daha bir çaresiz.
İlyas Dilek'ten ne çabuk vazgeçti. Ne çabuk karar verdi bir başkasının elini tutmaya. Neden tek bir şey bile söylemedi bir diğerine.
Ve evlilik....
Dilek üzgün. Asya az biraz olaydan haberdar.
İlyas methiyeler düzmekte bir hayli usta aslında. Ne kadar da çaresizce bilindik.
Asya her şeye seviniyor her köylü kızı gibi ...
Ve Çocuk..
Cemil tam bir İyilik sever olarak meydana çıkıyor...
Samet doğuyor ardından... Dilek şehirli olduğundan oldukça tebrikte gecikmiyor.
İlyas kamyona canı gibi bağlı. İlyas sarhoş. Dilek yapma dedi . İlyas çokça içti.
Asya güya büyük bir hata yapıp kamyonu Ilyas'a geri verilmesi için konuştu. Oysa ki kendi aklıyla da yapmış olduğu bir iş değil. Ne kadar büyük bir günah olabilir bilinmez. Dilek, İlyas'a gerekli olan her şeyi vermiş, İlyas aklınca Asya'yı cezalandırmıştı.
Dilek ben de seni sevdim ama ona git dedi filmin çokça arka plana itilmiş, anlaşılamamış acılı bir diğer karakteridir.
Asya evi terk ediyor. Cemil'i buluyor. Bakınız Cemil yakışıklı değil. Neşeli değil. Çılgın değil. Asya'yı güldürmüyor ama güven veriyor. Asya çaresiz Cemil'e sığınıyor. Cemil de hafiften vurulmuş.
Çocuk hasta oluyor imdada koşan Cemil.
Asya ortada kalıyor yardım eden Cemil.
Eliyle besliyor yeri gelince, iğne vuruyor , oyun oynuyor, oyuncaklar ve hediyeler alıyor.
Asya gitmeye yelteniyor. Cemil gitmelerini istemiyor, açıkça da söylüyor adam gibi. Açık sözlü, iyi, şefkatli.
Evladını kaybetmiş, karısını kaybetmiş sığınacak bir dal arıyor...
Asya döndü sonra Ilyas'a ,İlyas yoktu. Asya çaresizliğin en son yerinde sonra bir bakıyorsun yine Cemil ortada. Cemil yine iyi, Cemil daima bekliyor o da seviyor. O da çok seviyor.
Asya zamana yenik düştü her aşk gibi. Her acı gibi. Asya düşünmeye başladı. İlerleyen zamanin istikameti üzerine.
Ve bir gün İlyas değil Cemil'i bekledi. Vazgeçti. Samet, Cemili babalığa seçti. Asya da sevgi nediri düşündü , bir kadın ne arıyorsa Cemil de vardı ama sevgi yoktu .
Sonra İlyas geldi. Asya'nın yüreği yine çarptı. Çarpacaktı da bekledi. Düşündü. Onca iyilik gördü. Unutamadı işte...
İlyas oğlunu gördü kaybettiklerini anladı. Üzüldü. Gebersin.
İlyas ikinci bir şans istiyor sonra, Asya da vermek istedi.
Sonra yine bir şeyler oldu. İlyas evladını kaçırıyor zannetti. Peşine düştü. Kala kaldılar dört kişi.
Samet annesine koştu. Cemil karısına evladına koştu. Asya yavaş yavaş yürüdü İlyas'a sonra aniden koştu Samet babasına koştu.
Asya yine sordu sevgi diye.
Evladını seçti.
İyiliği seçti.
Bence doğruyu da seçti.
Sevgiler
Zaman dilimlerinden sıyrılmış,kendi doğasını bulmuş bir anlatım."SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM"ancak bu kadar güzel anlatılırdı,kalemine sağlık.
YanıtlaSilZaman dilimlerinden sıyrılmış,kendi doğasını bulmuş bir anlatım."SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM"ancak bu kadar güzel anlatılırdı,kalemine sağlık.
YanıtlaSil