2 Mayıs 2017 Salı

Bir Saman Alevi

Bir saman alevi gibi geçip giden ömür. Kimsenin çokça beklentisi yok ama umut denen mucizevi bir şeyler var, geceleri kızılötesi bir tonda aydınlatan.
Sen, senden olan şeyleri seviyorsun çok mu pembe? Peki laciverdin hangi tonu sağ çıkabilir bu haksız rekabetten.
Sen güneşli bir gün seviyorsun ve belki de ben çokça bulutlu bir geceyi, yağmuru ve korkutucu sisi.
Bir şeyler koyuyoruz üst üste bir savaştaymışçasına  binlerce kum torbaları gibi yığın yığın ve aslında düşünmüyoruz o çarpışma teorisini...

Rengarenk bir balkonun pis ve bakımsız bir sokağa bakması gibi geçiyor  günler.
Gün kelimesi ki astronomik ve fakat ne kadar edebi bir ifade.
 Ve ne yazık ki günler geçiyor saman alevi gibi...
Bazı günler için oldukça gerek mesela bir ölüm gecesi gibi...
Yahut çokça ağrılı, acılı bir gündüzde.
Sen geçmiyor sanıyorsun, hiddetleniyorsun belki.
Ama geçiyor, senden çok uzak bir güneşin pervasız kaprisi sebebiyle.
Gün elinde değil, acı elinde değil, hayat ışıklarla bezeli bir tiyatro sahnesi de değil.
Sen bunları düşünürken bile günler geçiyor saman alevi gibi.
Her bir saniye ömründen yavaş yavaş siliniyor.
Ve metafiziksel olarak zaman kavramı formülsüz, tasasız.
Bir çözüm beklemiyor bu kez biçare fanilerden.
Ama geçiyor bir şeyler saman alevi gibi.
Sen asla fark etmek niyetinde değilken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder